BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

26 Haziran 2009

sıradan

sıradan bir gündü, yine odanın penceresinden gözlerini dışarı dikmiş kararmaya yakın gökyüzüne bakıyordun. azar azar görünmeye başlayan aya bakıp birşeyler mırıldanıyordun kendi kendine. yine hayatını alt üst eden o ikiliyi düşündün; en çok sevdiğini ve en çok canını yakanı. hoş hepsi yakmıştı canını. ama sen canını ilk yakanı unutmak için gözlerini açıp çevrene baktığın sırada görmüştün o'nu. sen çok yaralıydın, o çok yumuşaktı. o'nun sana hiçbir kötülüğü olamazdı ki..senden fazladan hiçbir şey istemeyecek kadar iyi kalpliydi. değil miydi? hep kendini mi kandırmıştın yoksa? sadece işini iyi bilen biri miydi, yoksa gerçekten seni önemsiyor muydu?

sen o'nu istiyordun. zamanında birileri de seni çok istemişlerdi gerçi. ama sen ilgi duymamıştın hiçbirine. kural belliydi çünkü; kaçan kovalanırdı. boşa kürek çekiyordun, kovalayan olduğun sürece hiç şansın yoktu senin.

kimse en çok istediğine erişemedi bu dünyada. biri karşısındakini isterken diğerinin gözü arkasındakine kayıyordu. aslında ikisi de birbiri için yanıp tutuşurken hep başkalarından yardım alarak doymaya çalışmaları aşklarının içine etmekten başka bir işe yaramadı. yüzyıllardır sürelen ''kıskandırma'' dedikleri olay kişileri kıskandırmaya yettiyse bile hiçbir zaman aşklarını ''yok'' etmekten daha iyi bir sonuca ulaşamadı. çünkü insanların göz önüne almadığı, unuttukları ve aslında varlığını da yok saymak istedikleri bir gerçek vardı; insanlar ''gururlu'' yaratıklardı. ve gurur, en büyük aşkı bile tehdit edebilecek kadar güçlü bir silahtı.

0 pırt: