BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS »

22 Temmuz 2009

yalanlar.

yalanlar yöneten dünyayı
başı sonu belli olmayan
ucuz amaçsız yalanlar
bazen bir kızı etkilemek için söylenen
bazen gerçek dünyadan kaçışın tek yolu olan
minik minik görünen dağ gibi yalanlar..

19 Temmuz 2009

kelebek kız

*kız aldı eline şiir kitabını. ezbere bildiği her şiiri, her dizeyi, her noktayı, her detayı tekrar takrar okudu. kitabın eski görüntüsünden hoşlanıyordu, kendini dizelere saklamış hisleri keşfetmeye bayılıyor; kitabın kokusunu içine çekmekten çok büyük bir haz alıyordu.

günlerdir beynini uyuşturmak için elinden geleni yapmıştı. geceleri evin içinde dolanıp durduğundan, gündüzleri yorgun göz kapaklarıyla sonu gelmez kavgalar ediyordu. her seferinde savaşı kaybediyor, sabaha karşı uykuya dalıp ancak akşamları uyanabiliyordu. ama halinden 'memnun' sayılırdı. e idare ediyordu hani.
yine böyle bir gecede, uykusu kaçmış ve eline aynı o eski şiir kitabını almıştı. loş ışıkta, gözleri sulana sulana inatla ''ay büyür geceleyin..'' dizesini tekrarlayıp duruyordu. 7. seferden sonra ne yaptığının farkına varmaya çalışarak kırpıştırdı gözlerini. üzerine uyku çöker gibi olmuştu geceler sonra..ama hayır. uyku muydu uyanıklık mıydı, ya da ikisi arasında birşey miydi bu? bir de düş mü görmeye başlamıştı yoksa? karşısındaki kız, aynı onun aynadaki aksi gibiydi. gibisi fazlaydı aslında; kendini gördü karşısında, loş ışıkta ona ters ters bakan suratını..
elinden tuttu tıpkısı olan kız. onu kaldırdı yatağından, ama yalpaladı. tıpkısı olan kız diğer eliyle belinden kavradı, usulca çıkardı odadan. yürüttü geceye, kaçırdı yuvasından. itiraz etmedi kız. hep birinin onu bu hapishaneden çıkaracağı günü bekliyordu zaten. sustu. hep susardı. bezmişti zaten. niye inat etsindi ki?
bomboş yola çıktılar birlikte. o işlek yolda, ortalıklarda bir tane bile araba görünmemesi tesadüf müydü?-bunu düşünmediler bile. bir şarkı mırıldandılar birlikte. ''yalnızlık paylaşılmaz'' diyen herkese inat ettiler o gece. kız yalnızlığını gayet güzel paylaşıyordu tıpkısı olan kendisiyle. hem herkes bir yığın arkadaşa-dosta-kısacası başka insanlara sahip olarak mı gelmişti bu dünyaya sanki? eğer kendisinden başka birilerine ihtiyacı vardıysa insanın, o zaman yalnız çıkılmazdı bu yola en başında. ''eğer ikiz üçüz dördüz beşiz..vs değilsen tek başına idare edebilirsin demektir'' diye düşünüyordu kız. haklıydı da.
tıpkısı olan kendisi, kızın elini daha sıkı kavradı. koştular birlikte karbeyaz bir dünyaya. kimseye güvenmezdi de kız, durum başkaydı şimdi; tıpkısı kimse değildi ki. kendisine güvenmeyecekti de kime güvenecekti sanki? düşünmedi bu yüzden ne yaptığını. nasıl bir dünya diye sormadı tıpkısına. kötülüğünü isteyecek en son kişi kendisiydi sonuçta.
her yer beyaz oldu bir anda..bembeyaz. inanamadı kız gözlerine. bu beyazlık, canından çok sevdiği beyaz kelebeklerin beyazlığıydı. heryerde uçuşuyorlardı. ama bir farkla; tıpkısı, kızın elini bırakmış ve uçup gitmişti. artık onlar da birer kelebekti. ve bu gerçek, başka bir gerçeği de beraberinde getiriyordu: yalnızca bir günleri kalmıştı.
uçtu, uçtu kelebek kız. bir gün boyunca uçtu bembeyaz dünyasında. çok mutluydu, gerçek olamayacak kadar güzeldi her şey. fakat sınırlıydı her güzel şey.. sıra intihar etmeye gelmişti. kelebekler o bembeyaz dünyanın bedelini teker teker sonsuz karanlıklarına gömülerek ödüyorlardı. kelebek kız korkmadı. karanlığını görmeden önce durup bembeyaz dünyasıyla vedalaştı. sonra bir an, kendisi olan kızı milyonlarca kelebeğin içinden buldu, gözleriyle teşekkür etti. ve feda etti ufacık ömrünü..

*eğer kız tıpkısıyla karşılaşmamış olsaydı, şimdi hala kapkaranlık ve ıstıraplarla dolu upuzun ömrünü lanetler ederek devam ettiriyor olacaktı. içindeki sesi dinledi, ufacık ama bembeyaz bir yaşamı tercih etti. (şiir kitabı asla unutulmayacak.)

15 Temmuz 2009

concert hatırası:D
ehuehuehuehuheu.
*yeşil etekli fıstık benim.

Posted by Picasa

14 Temmuz 2009

eli kolu bağlı kızım ben. istemiyorum kaç gündür soluklanmak. tıktım kendimi daracık bi şişeye, oracıkta büyüyüp duran; çıkış yolundan sığamayan kızım ben. korkuyorum bu şişecikte. beyaz kelebekleri bekliyorum. çevremde uçuşup beni gıdıklasınlar istiyorum. kanatları çok sağlam olsa, tutunsam da kopmasalar istiyorum. beyinleri olmasın istiyorum. beyne gerek yok. ben severim onları, düşünme yetisine gerek olmasın istiyorum. beni sevsinler istiyorum. gecenin zifiri karanlığında bir tek beyaz kelebekler yanımda, onların sevgisi gerçek..istiyorum.

05 Temmuz 2009

bugün de geçti gitti;
ve bugün de birşeyler öğrendim.
anladım ki arkadaşlar tapılması gereken varlıklar..
hele de bir kızsa sabahtan akşama tembellik yaptığınız kişi; bir başka güzel (:
erkekleri boykot ediyorum bugün.

Posted by Picasa

03 Temmuz 2009

garipçeydi kız

garipçeydi kız,
çıkmaz sokaklar süslerdi hatıralarını
hatırlar, garipserdi
susmak gelir,
susamazdı..
unutmak istemezdi hiç
yummazdı gece gözlerini,
hep önüne getirirdi o hızlı atan kalbi
ama garipçeydi kız,
adım atmaz, geri de gitmezdi
isyan etmezdi hiç
eskiye bakıp gülümserdi
kin tutmayı bilmez,
gönül koymayı beceremezdi
garipçeydi kız..
derdini anlatmaz,
kimseler de anlamazdı
susarak geçirir ömrünü,
laf yapmayı bilmezdi
korkardı kırılmaktan
kaçardı dünyadan..
garipçeydi kız..
pembe başlayan rüyasını
bembeyaz bitirirdi..

02 Temmuz 2009

düşüp de ağlamayan

mor bulutlar altında,
loş ışıkta
bir başkaydı yakutlar,
bir başka bakıyordu etrafa
korktum onlardan;
korktukça sokuldum..
boşverdim kendime,
yok saydım ateşi
ben yaşar, ben bilirim
tekrarı olmam evrenin.

01 Temmuz 2009

nastenka'ya

nastenka'yı düşündüm bugün. nastenka güzel, nastenka masum..ninesinin eteğinde geçirmiş 17 yılını. korkuyormuş dünyadan. hep saklanırmış insanlardan. köprünün demirlerine yaslanmış ağlarken yıllarını adadığı adamın hayali çıkagelmiş yine. herzamanki gibi, denizi birbirine katıp dalgaların uğultusuyla göstermiş kendini. sessiz çığlıklarını duymuş adamın. titremiş nastenka, hatırlamış geçmişini. tozlu gece korkutmuş onu yine. kaldırımlara bakamamış bile. dünya, içine alıyormuş; yok ediyormuş nastenka'yı. beklemeye dayanamıyormuş artık. gözlerini kapamış, düşler görmeye başlamış nastenka. kendi elleriyle yeni bir dünya kurmuş düşlerinde. dalgasız bir deniz yapmış, ufak bir tekne almış. yanına da sevdiği adamı koymuş. korktuğu gecelere inat; kurduğu dünyada hep geceleri yaşamış nastenka. yapayalnız dünyasına inat; birsürü arkadaşla donatmış çevresini. kısık sesli müziklerle dans etmiş, sevdiği adamın kollarında. kimseye hesap vermemiş, çünkü hesap soracak herkesi atmış dünyasından nastenka.
kurduğu dünya öylesine hoşuna gitmiş ki nastenka'nın; nasıl o hayata sahip olabilirim diye düşünmüş hep hıçkırıklarının arasında. ne kapkara kirpiklerindeki ufak kristaller yardım edebilmiş nastenka'ya, ne de sevdiği adamı içine çeken o karanlık dalgalar..
varlığını hissedemeden yokluğuna alışmak istemiyormuş nastenka. bir ses duymuş o karanlık gecenin tehlikeli dalgalarından, fısıltı gibi bir ses..
-gel!
''gel'' diyormuş sevdiği adam. durup düşünmemiş bile, karartmış gözlerini nastenka. sıkı sıkı tuttuğu köprünün demirleri kaymış gitmiş ellerinden.. nemli kirpikleriyle bırakmış kendini karanlık dalgalara-sevdiği adamın kollarına..
-geldim.